30 Tem 2024
İstanbul Planlama Ajansı (İPA), Friedrich Naumann Vakfı (FNF) ve İnsan Hakları Akademisi (İHA) tarafından, 30 Temmuz’da İPA Kampüs - Havuz’da panel ve sinema gösterimi içeren özel bir etkinlik düzenlendi. Şehir temalı bu etkinlikte, katılımcılar görüşlerini paylaşma, bilgi seviyelerini arttırma ve konuyla alakalı çarpıcı bir film izleme şansı buldular.
30 Temmuz'da İstanbul Planlama Ajansı, Friedrich Naumann Türkiye ve İnsan Hakları Akademisi tarafından İPA - Havuz'da gerçekleştirilen etkinlikte, düzenlenen panelin ardından Joyce Joumaa’nın yönetmenliğini yaptığı "Yitip Gidende Kalmak" belgeselinin gösterimi yapıldı.
Panelin moderatörlüğünü FNF ve İnsan Hakları Akademisi ekibinden Yiğit Göktuğ Torun ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinden Dr. Tuğçe Tezer üstlendi. Konular arasında; kent, kamusal alan ve şehir planlaması gibi temalar yer aldı. Bu temaların aynı zamanda sosyal ve politik katmanları ile doğurdukları sonuçlar da panel süresince ele alındı. Özellikle afet önlemleri ve çarpık kentleşme konuları üzerinden derin sohbetler gerçekleştirildi.
Panelin konuları katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü ve tartışma oldukça verimli geçti. Son derece interaktif ilerleyen panelde, katılımcılar temalar ile ilgili soru sorma ve görüşlerini belirtme imkanı buldular. Çeşitli çarpık kentleşme örnekleri, deprem sürecindeki tecrübeler ve kamusal alan ile ilgili görüşler katılımcıların yaptıkları katkılar arasındaydı.
Belgesel gösterimi öncesinde düzenlenen panel, daha yetkin bir bakış açısı ile filmi izlemek açısından önemliydi. Katılımcılar, panel sayesinde filmdeki temaları birbirlerinden ve panelistlerden alınan farklı görüşler ve bilgiler ışığında tüketme olanağı yakaladılar. Kent konusunda yapılan sohbetler ve sonrasında gelen film gösterimi, yanlış ve doğru pratiklerin saptanması ve farklı bağlamlarda gözlemlenmesi açısından değerli bir fırsat sundu.
Panelin ardından, Joyce Joumaa’nın "Yitip Gidende Kalmak" belgeseli gösterildi. Belgesel, Lübnan’ın Tripoli şehrinde geçen ve mimari miras ile sosyal değişimi ele alan, dikkat çekici bir yapım olarak izleyicilerle buluştu. Katılımcılar, gösterim sırasında patlamış mısır eşliğinde bu etkileyici belgeseli açık havada izleme fırsatı yakaladılar. Kentin daha derinde yatan sosyo-politik unsurlara ışık tutması, belgeselin sunduğu görsel anlatım aracılığıyla, yerel halkla yapılan röportajlar ve şehrin zamana bağlı değişimi üzerinden incelendi. Belgesel, mimarinin çökük bir sosyo-ekonomik yapı içerisinde çarpık devlet politikaları sonucunda siyasi bir araç haline gelmesi ile ilgili değerli sosyal eleştiriler sundu.
Bu etkinlik, bütün katılımcılar için şehirleşme ve beraberinde getirdiği tartışmaları yaratıcı bir konseptte birçok farklı perspektifle beraber ele alma olanağı sundu. Konuyla ilgili görüşlerin paylaşıldığı, farklı tecrübelerden derslerin çıkarıldığı ve keyifli bir belgesel gösterimi ile öğrenilenlerin pekiştirildiği Açık Hava Sinema Günleri, günün sonunda yoğun bir tatmin hissi ile sonuçlandı.